19 Mayıs 1985 yılında Ordu’nun şirin bir köyünde dünyaya geldim. Doğum günümün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı olmasından her zaman onur duyarım. İsmim Necla. Arapça’da ‘Nesil, Çocuk’ anlamına geliyor. Mesleğim malumunuz öğretmenlik. Doğduğum günü ve ismimin anlamını düşününce, sanki hayat o zamanlardan çocuklar ve gençlerle bizi birbirimize bağlamış.

Daha okuma-yazma bile bilmiyorken öğretmen olmak isterdim. Henüz okula başlamadan ablamla öğretmencilik-öğrencilik oyunu oynarken okuma-yazmayı öğrenerek hedefime doğru ilk adımımı attım. 5. sınıftayken de talihsiz bir olay vesilesiyle kapsamlı bir öğretmenlik provası yapma şansım oldu. Sınıf öğretmenimiz ameliyat olduğu için iki hafta boyunca derse gelemedi. Ben ise öğretmenimizin günlük plan defterini yazıp müdüre imzalatmaktan, arkadaşlarıma konu anlatarak sözlü yapmaya varana kadar tüm öğretmenlik görevlerini vekaleten yerine getirmekle kalmamış, bir de akşamüzerleri öğretmenimin evine giderek günlük rapor vermiştim. Diğer sınıf öğretmenleri beni “KÜÇÜK ÖĞRETMENİMİZ” diye adlandırarak bana gösterdiğim çabadan dolayı teşekkür etmişlerdi. Bu da öğretmenliğe giden yolda ikinci büyük adımımdı.

Okul hayatım boyunca, kendim kadar arkadaşlarımın gelişimi de benim için çok önemli oldu. Okulları bir bir bitirdim ve 2009 yılında hedefime ulaşarak bu kutsal mesleğe adımımı attım. Yüksek lisans tezimin konusu öğrenme güçlükleri ve öğrencilere konuları daha kolay öğretme metotlarıydı. Yüksek lisans sürecinde bizden istenen özgün çalışmalar sayesinde mesleki gelişim anlamında büyük bir mesafe kaydettim ve başarıyla mezun oldum. Bu yöntemlere yıllar içinde yenilerini ekleyerek, bir konuyu tüm öğrencilere eğlenceli biçimde öğretecek metotlar bulmaya çalıştım ve öğrencilerimin konuları mutlaka öğrenmesini sağladım.

Kendi öğrencilik günlerim hala dün gibi gözümün önünde olsa da, öğretmenlik hayatımda koskoca 11 yıl geride kaldı bile. Özel kurumlarda ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak görev yapmaya devam ediyorum. Ayrıca, öğretmenliğe ilk başladığım yıllardan beri özel ders vermekteyim. Bire bir eğitim verdiğim birçok öğrencim oldu ve tüm öğrencilerimle büyük yol kat ederek birlikte başarıya ulaştık.

Bunların yanı sıra, LÖSEV (Lösemili Çocuklar Eğitim Vakfı) ve TEGV (Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı) büyesinde gönüllü öğretmenlik yaptım. TEGV’deki velilerimle de evde çocuklarıyla nasıl etkili iletişim kurup, empati yapacakları ve dersleri öğretme aşamasında nasıl somutlaştıracakları üzerine çalışmalar yaptık. Bu projelerde dönüşler oldukça güzeldi. Ülkeme ve öğrencilerimize faydalı olma duygusuna ise paha biçilemez.

Öğretmenlik deneyimlerim, öğretim metotlarım, eğitim anlayışım ve hayata bakışımla ilgili paylaşımlar yapmak için böyle bir blog açmaya karar verdim. Zaman içerisinde, burada tüm çalışmalarıma yer vermeye çalışacağım. Geliştirdiğim eğlenceli öğrenme metotları, sevgili öğrencilerimizin gayretleri ve velilerimizin de katkılarıyla her düzeyde başarıya ulaşacağımıza inanıyorum. Öğrenme isteği ve hevesi olduğu sürece başarının kaçınılmaz olacağını düşünüyorum ve başarıya giden bu yolda öğrencilerime rehberlik etmeyi kendime görev biliyorum. Eğitim, öğretim, parlak bir gelecek, kalkınmış bir ülke ve daha iyi bir dünya için bu yola birlikte çıkacak ve ilk adımı birlikte atacağız. İleride, benim gibi sizler de keyif alacağınız harika meslekler edinerek bayrağı sizden sonraki nesillere teslim edeceksiniz.

Kendimi anlatmaya çalıştığım bu yazıyı hayat felsefemle noktalamak istiyorum: “BİR ÇOCUK GELİŞİR, DÜNYA DEĞİŞİR.”

Yolunuz açık, bahtınız şen olsun. Saygıyla, sevgiyle, hoşça kalın.

Necla Kaşık